29 Ağustos 2015 Cumartesi

Bazı haksızlıklar oldu

Depresif bir uykudan uyandım az önce. Rüyamdaydın. Sıcaklığını bütün göğsüm boyunca hissettim. Bütün o eski hisleri , anıları canlandıran. Uyudum , daha fazla istedim. Ama o acı tekrar depreşmişti. Günlük şaraptan daha tatsızdı yıllanmış acım. Buruktu. Bi zorda kalmışlık eşlik etti bana gece boyunca ; bi donukluk , tereddüt ... Sonra merak ediyorum bunu her hissettiğimde yüzün aklıma gelecek miydi ? Bu böyle birşey miydi ...
Bu yola çıkarken sonuna kadar gitsin istemiştim. Ama sen farklı dünyaların insanları olduğumuzu anlattın bana. Tavırlarınla , hareketlerinle. "Bazı haksızlıklar oldu". Dibine kadar katılıyorum sana... Yaşadığımız dünyayı pek beğenmedim , bunu sen de iyi bilirsin. Belki de sorun buradadır. Haksızlıkların kaynağı... Ne haksızlıklar yapıyor dünya , senin benim gözümüzün yaşına bakmıyor.
Aklım dünyayı hatırlatıyor , hislerim seni.
Yıpranmış aşkımın eskimesini izliyorum

Görebildiğim tek şey karanlığın içindeki hisler

Allahın siktirettiği bir yerdeyim
Günümü aydınlatan güneşi özlüyorum
Zayıf düşmekten sıkılan bir bedende
Müebbet yemiş gibi
Güçlü olmayı özlüyorum.
Kendi seyrindeki bir kervana gece saldıran suikastçi gibi ;
Ne zaman geleceği belli olmayan,
Kör bir bıçak gibi hayalin.




6 Nisan 2015 Pazartesi

ruhsuzun hoparlörü

Keyifli sesler saçan bir hoparlör kadar ruhsuzum
Karanlığı yaşayan bir hoparlör
İçi boş
Dışı karanlıklan daha da siyah
Bir tanesi prize bağlanmış kablolarından
Bir tanesi ekrana
Diğeriyse boşta , sallanıyor
Özgürce müzik yapan adamın parçasını dağıtıyor etrafa
Ses duvarlarda yankılanıyor , elektronik ama güzel
Pencereden öteye nadiren geçiyor sesler
Nadiren dinletiyor kendini
Ne keyifli hoparlör!
Ne içten...